Sayfalar

4 Aralık 2013 Çarşamba

NİMETLERE KARŞI ŞÜKÜR

NİMETLERE KARŞI ŞÜKÜR


“İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca
da umutsuzluğa düşer.” (İsrâ, 17/83)
Yüce Rabbimiz bizleri en güzel bir şekilde yaratmış (Tin, 95/4) ve sayısız nimetlerle
donatmıştır. Şükrettiğimiz zaman bu nimetlerin arttırılacağı, nankörlük etmemiz
hâlinde ise sahip olduğumuz nimetlerden mahrum kalacağımız ayette açıkça haber
verilmektedir (İbrahim, 14/7). Kulun Allah’a şükretmesi, Allah’ın nimet ve ihsanlarını
itiraf ederek O’na övgüde bulunması ve kulluğa devam etmesi ile olur. Çünkü
insanın, kulluğa devam etmesi şükrünü ve Allah’a yakınlığını artırır. Diğer taraftan
bazı nimetlere sahip olmak, başkalarına karşı haksızlık gerekçesi de yapılmamalıdır.
Nimete şükür, o nimete sahip olamayanları küçümsemeye ve onlara zulmetmeye
sebep olmamalıdır. Aksine insanın sahip olduğu nimetler, alçak gönüllülüğünü artırmalı
ve daha çok şükretmesine vesile olmalıdır. Zira Peygamberimiz (s.a.s) de
çokça ibadet etmekle şükreden bir kul olmanın mutluluğuna erdiğini haber vermiştir
(Buhârî, “Tefsirû Sûre”, (48), 2; Müslim, “Münafikîn”, 81).
Konumuzu teşkil eden ayette, kişinin şükürden ve Allah’ı anmaktan yüz çevirmesi;
O’na itaat etmemesi, büyüklük taslayarak arkasını dönmesi, bir hastalığa yakalandığı,
fakirlik ya da sıkıntı ile karşı karşıya kaldığında Allah’ın rahmetinden
ümidini kesmesi yahut tamamen ümitsizleşmesi şeklinde yorumlanmıştır.
İnsanın yapısında nimetlere karşı şükür borcunu yerine getirememe hususunun
bulunduğu değişik ayetlerde ifade edilmektedir. Mesela, denizde boğulmak üzere
iken kurtulup tekrar eski hâllerine dönenler, düşman, hastalık, fakirlik gibi belalardan
Allah’ın inayeti ile kurtulduktan sonra yine nankörlük yapanlar nimetlere
karşı şükür borcunu yerine getirmeyenlere örnek gösterilmektedir (Lokman, 31/32;
En’âm, 6/62-63). Kişi, sanki içinde bulunduğu bu nimetleri, daha önce Rabbi verme-
miş gibi, elinden gidince geçmişi tamamen unutur, gelecekten de umudunu keser.
Oysaki bu nimetleri önceden veren Cenab-ı Hak bunları insana yine verir, O’na
şükretmesi, tövbe ve istiğfara yönelmesi gerekirken hemen feryat eder ve nimetlere
karşı nankörlük gösterir. İnsanın nankörlüğü ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle
buyurulmaktadır:
“O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız
sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.” (İbrahim, 14/34)
Ne yazık ki zaman zaman hepimiz ya nimetlere karşı nankörlük içinde bulunuyor
ya da nankörlük içinde bulunanlara şahit oluyoruz. Kur’an’da insanın musibetler
karşısındaki zayıflık (Nisâ, 4/28), acelecilik (İsrâ, 17/11), hırslılık (Meâric, 70/19) ve
nankörlük gösterdiğine dikkat çekilmiş, bu arzu ve isteklerin kontrol altına alınması,
esiri olunmaması istenmiştir. O hâlde fıtratımızda mevcut olan bu niteliklerimizi
kontrol altına almamız, bu nimetleri dilediğine veren, dilediğinden alan kullarına
rahmetiyle tecelli eden yüce Rabbimizin nimetlerine şükretmemiz bir kulluk borcumuzdur.
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız ayetin devamında kendilerine nimet verilen
kimselerin bu nimetlerden mahrum kaldıkları zaman ümitsizliğe kapıldıkları belirtilmektedir.
Öyle ki insan, hasta iken iyileştiğinde, fakir iken zenginleştiğinde, zayıf
iken güçlendiğinde hemen şu düşünceye kapılır. “Bütün o kötülükler benden uzaklaşıp
gitti. Bir daha başıma hiçbir sıkıntı gelmeyecek” zanneder. Bu sıkıntıdan kendi
kendine kurtulduğunu düşünerek şımarır, verilen nimetin hakkını eda edecek
ve şükredecek yerde, onunla başkalarına tahakküm kurmaya başlar. Oysaki bazen
yoklukla bazen de bollukla imtihan edildiğini unutur. Rabbimiz de; “Hayır, yalnız
Allah’a ibadet et ve şükredenlerden ol.” (Zümer, 39/66) buyurarak nimetler karşısında
nasıl davranmamız gerektiğini bizlere öğütlemektedir.
Nimetleri düşünürken daima bu nimetleri vereni akıldan çıkarmamalıyız. O
nimetleri kaybettiğimiz zaman neden elimizden gittiğini, kötülüklerle karşılaştığımızda
da neden başımıza geldiğini düşünmeliyiz. Bu niteliklere de ancak şükreden
kullar sahip olurlar. Ayette ise, şükreden kulların sayısının azlığından söz edilmektedir
(Sebe,

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Resim çok fena ya:(

öce dedi ki...

çok güzel çok anlamlı çok hatırlatıcı bir yazı olmuş. Yüce Yaradanıma şükürler olsun verdiği nimetler için ve şükretmeyi nasip ettiği için. selamlar

Unknown dedi ki...

Duaniza bende amin diyorum.sevgi muhabbet ve dua ile kalin

Unknown dedi ki...

Bende gorunce cok etkilenmistim.sevgiyle