Sayfalar

17 Haziran 2013 Pazartesi

HAYRA KOŞMAK

HAYRA KOŞMAK


“Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın!
Nerede olsanız Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz, Allah’ın gücü her
şeye hakkıyla yeter.” (Bakara, 2/148)
Dünyada insanlar bir yarış içindedirler. Bu yarış bazen hayırda, bazen de şerde
olur. Hayırda yarış, sadece para veya malını hayırlı işlere sarf etmek şeklinde anlaşılmamalıdır.
Kişinin kendisine, aile fertlerine, çevresine, ülkesine ve milletine, daha
da öteye giderek tüm insanlığa yaptığı iyilik ve güzellikler de hayırda yarış olarak
telakki edilir. Bu yarışın çeşitli alanları vardır: Bu alanlardan birkaç örnek sunalım:
a) İmanda yarış: İmanın güçlü olması, kalbe yerleşmesi ve onun tadına varabilmek
için yarışmak.
b) İbadetlerde yarış: İbadetlerin zamanında, tam ve eksiksiz olarak yapılması;
riya ve gösterişten, acelecilikten uzak durarak, ibadetin ruhuna uygun olarak ihlâs
ve samimiyetle yapılması.
c) Ahlakta yarış: En güzel ahlaka sahip olmak, tüm kötü huylardan arınmak için
çaba göstermek.
d) İşte yarış: İşini güzel ve mükemmel bir surette yapmak, elinden gelen bütün
hüneri göstermek suretiyle işini sağlam ve zamanında yapmak.
e) İnsanlığa hizmette yarış: İnsanın Allah’ın yarattığı en değerli varlık olduğu gerçeğinden
hareketle, ona değer vermek. İnsanı bir velinimet olarak kabul edip, cinsiyet,
ırk, fakirlik-zenginlik, sosyal statü, kılık-kıyafetine bakmadan ona karşı gereken
ilgi ve alakayı göstermek. Ezilmiş, sahipsiz, yetim ve dul kalmış insanların, ilaç
parası bulamayan, başını sokacak yuva bulamayan kimselerin ellerinden tutmak.
f) Vatana hizmette yarış: Güzel vatanımızın kalkınması, hür ve bağımsız olarak
yaşaması, milletler içinde hak ettiği dereceye ulaşması, ülkenin birlik ve beraberliğinin,
dirlik ve düzeninin korunması için çalışmak. Ülkemizi geri kalmışlıktan
kurtarmak, yer altı ve yer üstü zenginliklerini ülke insanının hizmetine sunmak için
gayret göstermek, iş ve üretim sahaları açmak.
g) Eğitimde yarış: Sahip olduğumuz yavrularımızı çağın en son imkânlarını kullanarak,
gelecek kuşaklara hazırlamak için maddi ve manevi imkânlarını seferber
ederek tarihimizde şerefle yerini alan Biruni, İbn Sina, Gazali, Farabi, İbn Rüşd,
Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre gibi bilim ve irfan adamlarını, keşif ve icatların
öncülerini yetiştirmek için gayret sarf etmek.
h) Üretimde yarış: Azami derecede verimlilik ilkesine riayet ederek arazilerimizi
ihya etmek, bilinçli tarım ve besicilik yapmak, üretim alanlarını çoğaltarak üretimi
artırmak, hizmette kaliteyi artırmak, ihracatı artırarak memleketin kalkınmasına
yardım etmek, bozuk ve kalitesiz mal üretmemek suretiyle güven temin etmek.
Bunları daha da çoğaltmak mümkündür. Başta da ifade ettiğim gibi bu “ayet-i
kerime”yi sadece fitre, zekât, sadaka vermek olarak algılayıp, hayırda yarışı bu kapsamda
değerlendirmek bizi yanıltır. Ayet-i kerime hakkında şunu da ilave etmek
yerinde olacaktır: Müslüman, lüzumsuz ve gereksiz iş ve tartışmalarla uğraşmayacak,
yapması gereken ne ise onu yapacak; sade şekle değil, o şekil içindeki ruha da
bakacaktır.

Hiç yorum yok: