Sayfalar

5 Nisan 2014 Cumartesi

YINE YENIDEN



Yine gecti bir omur,bir gun,bir saat,bir an....






Ne bir iyilik,ne bir fazladan ibadet ne de bir tefekkur....
An yasandi gecti bitti birden...
Kalan bombos bir amel defteri
Kazanmis bir nefis,boynu bukuk bir kul.
Ezilen buzulen pisman bir yurek.
Pismanlık ki ne pişmanlık..
Ardindan tovbeler tovbesi Yaradan'a
Ama sonra
Ne yapmali nasil yapmali
Ayaga nasil kalkip pisman olunmayan bir gun gecirilmeli...
Tovbenin ardindan pismanlik duymadan
Derken yeniden yurek denetlenir
Birseyler noksandir yurekte fark eder

Ne eksik bu yurekte

Bu yurek nasil kul olmayi becerecek.
Eksigi tamamlamak icin nerden baslayacak..
Hepsi bir muamma...


Sizce dostlar ne yapsin bu yurek
Nasil ayaga kalksin.





3 yorum:

Mutfakfelsefem dedi ki...

Cok guzel yazmışsın arkadaşım. . İçten samimî.. Sen bence bir kitap yaz. . Sadece senin samimi düşüncelerini yazdığın. . Tutar bence ;)

Limon çiçekleri dedi ki...

Harikasın..Tek kelime ile mükemmel..

safransarı dedi ki...

Sabahattin Ali'nin çok güzel bir sözü geldi aklıma ; "Sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede. Bir cigara yakıyorsun ve yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun;
''Napalım, kısmet değilmiş…"